ABD İran’dan Elini Çek!


Bir kez daha ABD ve onun Birleşik Krallık, Fransa, Kanada gibi küçük emperyalist yardakçıları İran’a karşı savaşa hazırlanıyorlar; Ortadoğu’da yeni bir kan banyosu yaratmalarına az kaldı. İran bağımsız-egemen bir ülkedir ve onun kahraman halkı 3 on yıldan fazla zamandır ABD ve diğer emperyalist ülkelerin saldırı ve yıldırma siyasetine karşı duruyor. İran halkının hedef seçilmesinin nedeni devredilemez kendi kaderini tayin hakkını kullanmış ve emperyalistlerin sözde kabadayılıklarına ve baskılarına başları dik bir halde göğüs germiş olmalarıdır. 30 yıldan fazla zamandır ABD ve müttefikleri İran’a yaptırımları, savaşı, sabotajı ve tedhişi dayatıyor ancak bugüne kadar bu halkın emperyal kudretin karşısında diz çökmesini sağlayamadılar.

İran ABD’nin Ortadoğu’daki en önemli hedefidir. ABD’nin İran’ı dize getirmeden bölgenin tamamındaki antiemperyalist hassasiyetin büyüyen dinamizmini geriletmesine imkan bulunmuyor. Emperyalizmin temel amacı İran’da bir rejim değişikliğidir. Emperyalistlerin Ortadoğu’da 1979 tarihli İran devriminden önce sahip oldukları türden topyekun bir hegemonyayı yeniden kurması, İran siyaseten bağımsız, güçlü bir ülke olarak durdukça mümkün değildir. Sözkonusu devrim güçler dengesini tamamen olmasa bile önemli ölçüde Ortadoğu’nun ve Güney Asya’nın olduğu kadar Doğu, Batı ve Kuzey Afrika’nın ezilen emekçi halkları lehine de değiştirmiştir. Bugün, İran halkının dünyanın tüm mazlum halklarına verdiği mesaj her zamankinden de önemlidir. Şayet 30 yıl önceki mesaj kukla rejimlerin devrilip emperyalist tahakküme son verilebileceği idiyse bugünün mesajı emperyalist baskı altındaki tüm ülkelerin bağımsız bir biçimde tıpta, yüksek öğretimde ve bilimin tüm teorik ve pratik alanlarında ilerlemesinin mümkün olduğudur. Emperyalistleri en çok korkutan şey de gelişmek için onlara ihtiyacımız olmayışıdır. İran’a savaş ilan etmenin gerekçesi yalnızca bölgede emperyalist hegemonyanın yeniden tesis edilmesini sağlamak ya da ABD ve Avrupa’nın kuvvetli rakipleri Çin ve Rusya’yı tecrit etme yönündeki kapsamlı stratejisine giden yolu döşemek değildir. Bu savaş aynı zamanda İran’ın dünyaya verdiği mesajın geçtiğimiz yıl içinde tanık olduğumuz üzere Tunus, Mısır, Ürdün, Yemen, Bahreyn, Suudi Arabistan, Katar, Umman, Fas ve Cezayir’deki gibi mazlum milletlerin emperyalist tahakkümle yüzleşmesine ilham kaynağı olmamasını garantiye almak anlamına da geliyor. Bugün emperyalistler iliklerine kadar korku içindedir.

ABD ve diğer emperyalistlerin İran’da kanlı bir savaşa girişmek için kendi ülkelerinin halklarından başlayarak dünya halklarını yönlendirmek zorunlulukları var. İran’a karşı yürütülen çirkin ve yanıltıcı kampanya giderek trajikomik bir hal alıyor. Onyıllardır Batılı güçler, güya “teröristlerin yetiştirilmesi ve ihracında merkez rolde” olan İran’a karşı mücadelenin ehemmiyetini anlatıp durdular ve İran’ı Irak ve Kuzey Kore’yle birlikte “Şer Ekseni”ne yerleştirdiler. Bir on yıldır da İran’ın barışçıl nükleer faaliyetlerinin sözde tehlikeleri hakkında yaygara koparıyorlar. Ancak İran bir biçimde atom bombası imal etse bile nasıl olup da onu 400 İsrail ve 2000 Amerikan nükleer savaş başlığına ve yine bu ülkelerin nükleer savunma teknolojilerine karşı kullanacağı meselesinin üzerinden atlamayı tercih ediyorlar. Ne var ki, kamuyu bu biçimde yönlendirmek yeterli gelmiyor olmalı. Zira ABD Savunma Bakanı Panetta’dan yakın zamanda öğrendik ki ABD İran’ın saldırı tehdidi altındaymış! Zalimin kendini mazlum diye yutturmaya, mazlumu ise bir tehdit gibi göstermeye çalıştığına şahit oluyoruz. Diğer bölge ülkelerini ve dünyanın kalanını İran tehlikesine karşı uyaran ikiyüzlü İsrail ironik bir biçimde Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Antlaşma’nın (NPT) imzacılarından biri değil. Bu durumsa anlaşılan müttefikleri açısından sorun teşkil etmiyor. Bizim asıl ağır nükleer silahlarla donanmış ve 6 on yıldan uzun süredir Filistin’e ve bölgedeki Arap ülkelerine yönelik mütecaviz tutumu ve savaş çığırtkanlığıyla nam salmış İsrail’den endişe etmemiz gerekmez mi?

İran’a karşı emperyalistlerin yürüttüğü sahtekarca kampanyanın dünya çapında yürüttükleri ırkçı İslamofobi kampanyasının eşi olduğunu idrak etmeliyiz. Emperyalistlerin hilelerine karşı uyanık olmalıyız. Bugün mesele şu ya da bu rejimin tabiatı değil, emperyalist savaşa karşı durma meselesidir.

İran bugün bölgedeki politik ağırlığı, bağımsızlığı gibi nedenlerle tehdit altındadır. Etrafında saldırıya hazır düzinelerce ABD askeri üssü bulunuyor. Talebimiz ABD, BM Güvenlik Konseyi ve AB’nin İran’a yönelik yaptırımlarını koşulsuz sona erdirmeleri olmalıdır. NATO ve tüm emperyalistler Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan defedilmelidir.


Savaş ve İşgal Karşıtı Seferberlik (MAVO) hareketi ve Savaş Karşıtı İranlılar Topluluğunun (ICAW) ortak açıklaması


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder